SEFALET, REZALET
Sefalet, rezalet bir bir ardına
Geldi kapımızı çaldı, çalıyor
Her zaman düşmüşüz geçim derdine
Zalim, zorba bizi yoldu, yoluyor
Dikkat eyle bak ki bu nasıl oyun
Üstümüzde durmuş birtakım hain
Sanarsın onlar kurt, biz ise koyun
Gelip içimize daldı, dalıyor
Yiyen yiyor fakir halkın malını
Düşünmüyor yetim, dulun hâlini
Bir parça uzatsa yardım elini
Arkasından bir zam saldı, salıyor
Vergiden muaftır sürü sahibi
Eşyaya zam konur, yokmuş ayıbı
Başa koyduğumuz halkın büyüğü
Hergün bizden vergi aldı, alıyor
Tarım kredisi toprak beyine
Yem kredisi sığır, koyuna
Ancak zam düşüyor fakir payına
Zulüm üstümüze geldi, geliyor
Zaten ekmeğimiz çok zaman yavan
Bir de iş bulmazsak hâlimiz yaman
Mal, mülk yok ki yakak tezekle saman
Kar, kış kapımızı aldı, alıyor
Tefecinin işi yolunda gayet
Gün güne yığmakta çeşitli servet
Bu nasıl düzendir, bu ne adalet
Gam, kasavet bizi buldu, buluyor
Vita yağı ile açıldı ara
Gaz, tuz parası için ararız çare
Sabunla tütüne geldikçe sıra
Sararıp benzimiz soldu, soluyor
Şehirden vazgeçtik, kapandık köye
Et, sebze bulan yok hiç doya doya
Bayramı bekleriz, gün saya saya
Sabredelim çile doldu, doluyor
Ne yorganda kılıf, ne sağlam yastık
Dökülen pamuğun, çuvala bastık
Borca purtu aldık, harmana kestik
Az kaldı günleri doldu, doluyor
Çocuk ister bizden defter, kalemi
Bir küçük yaralı, o da merhemi
İBRETİ‘nin bitmez derdi, elemi
Yokluk ciğerini deldi, deliyor