TANRININ ADALETİ
Bakın şu tanrının adaletine
Kimini ağlatmış, gülemez olmuş
Kiminin süs vermiş kravatına
Kimisi bir gömlek bulamaz olmuş
Kimine giydirmiş lahuri kumaş
Kimi ekmek için ediyor telaş
Kimisi alıyor çokça bir maaş
Kimi bir kapıcı olamaz olmuş
Kiminin binası sekiz, on katlı
Kimi taksi, kimi motorsikletli
Kimisi beğenmez baklava, tatlı
Kimi vita yağın bulamaz olmuş
Kimi hanımını gönderir ırgat
Kiminin takımı yedi, sekiz kat
Döküp saymak ile bitmeyecek dert
Kiminin hiç yüzü gülemez olmuş
Kimi odasına sermiştir halı
Kiminin cebinde bulunmaz pulu
Kimi boynu bükük, yetimi dulu
Bir ferahlık yüzün göremez olmuş
Kiminin gayetle perişan hâli
Kimi gözü dönmüş, şaşırmış yolu
Böyle mi gidecek dünyanın hâli
Kimse bu suali soramaz olmuş
Kulları tanrıdan almış bu dersi
Her birisi kapmış bir koltuk, kürsü
Belki ahir zaman işin tam tersi
Bu hikmete akıl eremez olmuş
Bu hal çok kimsenin canını sıkar
Dişlerini döküp, belini büker
Korkarım sonunda bir niza çıkar
Kimse bundan ibret alamaz olmuş
Bir olmazsa şayet seçim olurdu
İşler mutlak başka biçim olurdu
Musavi şartlarla geçim olurdu
Kimse o cennete giremez olmuş
O birdir, biz neden başka başkayız
Kimimiz külhanda, kimi köşkteyiz
Kimisi yan yatar, kimi işteyiz
Kimse bu yarayı saramaz olmuş
İBRETİ, böyleymiş tanrı, adalet
Kimine dert verir, kimine sıhhat
O istediğine verirmiş cennet
Kimse onun suçun soramaz olmuş